27 Kasım 2010 Cumartesi

' Bu ben değilim '


O kadar karmaşık bir hayatım var ki, nereden başlasam bilmiyorum... Çok sıkılıyorum bazen. Hep aynı şeyler... Arkadaşlarım istedikleri bölümü okuyup ya da hayalleri için tekrar sınava hazırlanırken ben istemediğim mesleği okuyorum. Bir çok pişmanlıklarım var. O kadar da  masumum ki bu hayat için. Bütün pasta dileklerim, yılbaşı dileklerim hepsi, mutluluk. Gerçekten mutlu insanları görünce kıskanıyorum. Benim mutluluğum bir kelebeğin hayatı kadar. Zaten kalbim aşk acısıyla ağlıyor. Şunu biliyorum ki bu hayatta en kötü şey bağlanmak bir şeye. Bir insana bağlandın mı o zaman ayvayı yiyorsun, aynı benim gibi.
Kim çıksa karşına onda olanları arıyorsun, yolda yürümesinden,  saç teline kadar. Hep oltaya yakalanmış balık gibi çırpınışlar. Bu ben değilim.

Ama hayat bir başkası olmak için o kadar kısa ki... 


' Sevmekten Vazgeçme '


Bir insan neden sevdiğiyle konuşurken korkar? Onla konuşurken korkuyorum. Her an bana kızacak, beni yanlış anlayacak diye.

'Hem çok kırıcı hem de çok kırılgan.'
Onu anlamak istiyorum ama olmuyor çok zor... İçimden bir ses artık onun umurunda bile değilsin, boşuna diyor. Hislerim hep doğru söyler ama lütfen bu sefer yanılsın istiyorum. 
Lütfen, lütfen beni sevmekten vazgeçme köftim... :(

' KÖFTİM 💓 '


Ben onu çok seviyorum. Bu benim gerçeğim. Umutlarım hiç bitmiyor ona karşı.Ve onu o kadar çok seviyorum ki, o bu şehirden gittiğinden gitme diyemedim.Yapamadım. Çünkü onun hayatıydı belki de gitmesi. Ama şuan çok acı çekiyorum. Gitme demediğim için değil köftim.


Seni çok özlediğim için ve benimle artık konuşmadığın için. Belki kendi kafanda bana iyilik yapıyorsundur.

20 Kasım 2010 Cumartesi

' Kalbim acıdı köfti 💓 '

21 Kasım pazar günü 2010
( saat: 23:50 )

9 gün bayram tatili bitti. Ama seni göremedim yine.


Kalbim nasıl acıdı bilemezsin.
Kendinden beni uzaklaştırıyorsun git gide. Benle konuşmak istemediğini anladığım anda kendimce, senle konuşmamaya karar aldım. Ama ben seni hiç bir zaman sıkmadım ya da kırmadım değer verdim.
Sen de konuşmak isteseydin veya biraz olsun özleseydin, mutlaka beni görüp de giderdin... Şimdi aylar geçecek sensiz ve yine bu şehire geleceksin bir gün... 

14 Kasım 2010 Pazar

' KÖFTİM 💓 '


Köftim demin bir araba evin önünden geçti, son ses bizim şarkımız; Tarkan - Aşk' ı dinliyorlardı.
Aynı bizim gibi. Biz de bu şarkıyı son ses açmıştık araba da, sahilden dondurma yemeğe gidiyorduk, birbirimize söylüyorduk. Canım benim...
Çok güzel bir gündü... Zaten senle geçen zamanımın kötü olma şansı yok ki...

13 Kasım 2010 Cumartesi

' Özlemek '



Zaman sudan bile hızla geçerken, bir gün kaldı. Sanki geçen hafta gitmiş gibi geliyor. Gidişin de sana veda bile edemeyip sarılamamıştım. İçimde kalmıştı, ağlamıştım... Bilseydim son görüşmemizin, son görüşmemiz olduğunu hiç bırakmazdım belki de seni. 
Ama bir gün kaldı bu şehire gelmene. Ne kadar yazsam da anlatamam seni ne çok özlediğimi... Benim için tek ve çok özelsin...

Küçük not: Seni hala seviyorum köfti... 💓

11 Kasım 2010 Perşembe

' Takma adıyla, Gomore '


İlk defa kelimeleri bir araya getirmekten zorlanıyorum. Anla canım kardeşim o kadar değerlisin. Senin hakkında nereden yazmaya başlasam diye düşünüyorum. 
Senle 9 yaşımda tanıştım ve 10 gün sonra 18 olacağım. İyi ki senin gibi bir arkadaşa sahibim.
Bazen çok sıkıcı olabiliyorum ya da kırıcı ama sen hep yanımda oluyorsun. Beni ne kötü günümde ne de mutlu günümde yalnız bırakıyorsun. Sen gerçekten şu hayatımda en güzel iyi kisin. Ailemden biri gibi oldun. Geçen seni ağlarken gördüm, ilk defa... 9 senedir seni ilk defa ağladığını görünce kendimi çok tuhaf hissettim. Ne bilim sen hep gülersin hiç bir şeyi sallamazdın. Ne oldu sana? Ama işte hayat...
Herkesin acısı vardır içinde. Bazende böyle gözlerinden dökülürler birikmişler...
İyi ki yanındaydım. Seni çok seviyorum kardeşten öte ve her zaman yanında olacağım. 
Ne olursa olsun sen hep gül tamam mı lan? Sana gülmek çok yakışıyor.

' Pembe Kolye '


Küçükken rahmetli halamla dedem ve anneannem bakmıştı bana hep. Annemle babamdan çok onları hatırlarım. Daha doğrusu sadece onları. Anne, baba demeyi geç yaşta öğrenmiştim. Bugün odamı topluyordum. Takı kutumda pembe kolyemi gördüm. Aslında kolye 3 satır boncuklu bir kolyeydi. Ama şuan 1 satırlık. Çocukken halam vermişti, meleğim benim, canım annem... Çocukken hep beni mutlu ederdin... Çok iyi hatırlıyorum halam benim için o kolyeyi almıştı. O zamanlarda da yine süslüyüm bende. :)
4 yaşımda veya 5 yaşındaydım. O zamandan beri saklıyorum.14 sene olmuş. Benim için manevi değeri çok, çünkü o kolyeyi aldığım kişi ;
Canım Halam... 🍀

6 Kasım 2010 Cumartesi

' Köfti 💓 '

Özledim be seni. Her şeyi...
Kokunu, bakışını, teninin kokusunu, öpüşünü... Seni öptüğümde ayak parmaklarım karıncalanırdı. Kalbimin göğüsümde atışını hissederdim. Hayatımın en büyük heyecanıydı benimle olman.
Sen gittiğinden beri bu şehirde, çok mutsuzum. Mutlu gibi görünen palyaço gibiyim.
Olmuyor, yerini hiç bir şey doldurmuyor...