Bugün anladım...
Denize bakıyordu evi ve iki koltuk vardı. Karşılıklı oturduk. O anlattı ve ben dinledim. Gökyüzünün sonsuzluğu kadar yalnızdı... Çaresi olmayan bir yalnızlıktı. Varı yoğu vardı ama canından biri yoktu. Küçük bir kıza derdini anlatacak kadar dolmuştu... Bazen kaybettiklerini yanında gibi hissedip baktığında kimseyi bulamıyordu.
O anlatırken, dudaklarında göz yaşı, ve derin özlem dökülüyordu. Kelimelerin sıralanışı denizin manzarası beni düşündürüyordu...
Benim hayalini kurduğum mutluluğum, denizi gören bir evim olmasıydı. Kimse olmasa da kahvemi yudumlarken uzakları seyretmekti. Oysa o bütün bunlara sahipken mutsuzlukla boğuşuyordu yalnızlığı... Gerçekten istediğim bu muydu benim? Mutluluk bu değildi. Mutluluk çok sevdiğim insanların hayatta, yanımda oluşuydu.
Bazende birine yardım etmek, küçük bir çocuğu sevindirmekti.
Bazende birine yardım etmek, küçük bir çocuğu sevindirmekti.