13 Ocak 2014 Pazartesi

' Canım Ablama '


Yazılar yazmak... Kendimi başka hissediyorum. Kendimi en iyi bu şekilde ifade edebiliyorum.
Sana neden bu zamana kadar yazılar yazamadığım bu cümleleri yazarken anladım. Geçmişteki kötü anılarıma bakıyorum, senin elini tuttuğumu anne yarım olduğunu görüyorum. Her kötü anımda en çok senin elini tuttum.

10 yaşımda Tanrının bana hediyesi olarak gönderilmiş bir melektin sanki. Çevremde ki yakınlarım bana inanmazken başarılı olacağıma, annem ve sen benim kanatlarım oldunuz uçmam için hayata... O kadar güçlüydün ki, o kadar yanımdaydın ki hiç bir zaman yere düşmedim, pes etmedim. Bugün başarılı, güçlü ve sevgi doluysam en çok senin emeğinle. Maddi, manevi her şekilde hep sana tutundum.Bana emek ettin. Bir evi yapmak için tek tek tuğlaları ellerinle döşer gibi...

Her şeyimde emeğinin izi var. Giyimim, konuşmam, okuduğum en iyi okullar, ingilizceyi öğrenmem... Ders çalışmayı seninle öğrendim, güçlü olmayı başarılı olmayı sende gördüm ve örnek aldım, seni her zaman kendime. ''Ben Aysun Ablam gibi olacağım Anne. İyi yerlere geleceğim.'' En çok kendime inandığım buydu Canım Ablam. Bugün 21 yaşında bir çok zoru aşmış bir genç kızım. Senin, annemin, babamın kızıyım. 3 tane meleği olan şanslı bir insanım. Her zaman dualarımsınız. Bazen insan birinin mutluluğunu görünce daha çok mutlu olur ya öyleyim seni gülerken görünce. Yine zor bir dönemden geçiyorsun hayatın. Ama biliyorum ki sen yine çok güçlü olup hayata gülümseyeceksin. Seni çok seven ailem, ben ve Adriaan abim hep senin yanında olan meleklerin olacağız...

Seni çok seviyorum ablacım... 💗

10 Ocak 2014 Cuma

' Derinliğin '


Aklıma seni getirmeye doyamıyorum... 
Seni ilk gördüğümde içimde baharı hissetmiştim. Her gün bu baharı yaşamak isterdim. Ama bir kış vardı aramızda. Soğuktu ve hiç ısınmıyordu. 
Bekledim. 
Umut etmedim. Görmek bile yetiyordu. Bana derdini anlatman beni sonsuz yıldızlar gibi yüce mutlu kılıyordu. Bana anlatarak rahatlıyordun. Sana iyi gelebilmek... 
Yıldızlara dokunmak gibiydi... 
Ve bugün geldi.
Sen geldin. 
Bahar geldi.
Kış terketti. 
Artık yıldızım bana daha da yakındı.O kadar yakındın ki beni, içimi görüyordun.
Derinleşiyordu mutluluk...

Çıkamıyorum bu derinliğinden...



5 Ocak 2014 Pazar

' Kum taneleri '


Kumun ellerimden kayışı gibiydi zaman. 
Geçerken hızlıca, anlamsızca hoştu. Anılar kalitesiz bir filmin fragmanıydı sanki. 
Başarısız bir filmin yönetmeniydim. 
Abartılı hüzünler, saçma aşklar... Ama bu film kötü de olsa çekilmişti hayatımdan... 
Geriye tek kalan ellerimin boş olmasıydı yani, boşa geçen kum taneleri..

' Rüya '


Ve gece, penceresine konmuştu adamın. Perdenin arasından sokağa bakıyordu. Bir nefes gibi kusursuzdu gökyüzü...

Karanlığın gizemine bıraktı kendini. Sokağa fırladı.

Uzaklardan geliyordu sessizliğin sesi. Boş bakıyordu gözleri, ayakta duramazken bedeni. Gözleri onu arıyordu...
Trafik lambaları insanların gelip geçici sesleri her şey üstüne gelircesine...
Neredesin diye haykırıyordu gözleri, telaşlı telaşlı koşar gibi adımlarla...
Kalbi haykırıyordu... Aşkı içinde can çekişiyordu. Boş sokaklarda her yerde anılar o vardı...

Kabustu onsuzluk...
Kaybolmaktı hiçlikte...

Ve sona geldi ! Denizin karanlığı gökyüzünden daha çekiyordu onu kendine. Bıraktı kendini...

Kayboldu onsuzluk ve boşluk arasında...