5 Eylül 2020 Cumartesi

Yeni bir yol

 Hiç bilmediğin görmediğin ve sonunu tahmin bile edemeyeceğin bir yol... Özgürsün ve gittiğin, gördüğün, hissettiğin tek şey huzur. Nereye götürüyor seni bu gizem bilmiyorsun. 

Ama bu sürükleniş çok hoşuna gidiyor...

29 Ağustos 2020 Cumartesi

Çabalıyorum

 Soğumaya başlıyor artık geceleri. Üşüyorum... Ağır ağır nefes alıyorum çok düşünmekten. Bir örümcek ağına takılmış sinek gibiyim ve çıkamıyorum  bu özenle örülmüş ince iplikten. 

Kurtulmak için çabalıyorum.

10 Ağustos 2020 Pazartesi

Bulutlardan aşağıya

 Ellerimden tutuyorsun, atlıyoruz bulutlardan aşağıya... 

Çılgınlık, bilmediğim bir haz. Sevmeye başlıyorum bu duyguyu. Ellerimizi tuttukça kayıyor ve tekrar yakalıyoruz bir birimizi. Gökyüzü renklere boyanıyor. Karışmaya  başlıyor renkler.. Birleşiyoruz. Birbirimizden doğuyor, düştükçe yeniden var oluyoruz...


8 Ağustos 2020 Cumartesi

Yazmak

Bazı insanlara anlatınca acılarını hafiflemiyorsun.  Çoğalıyorlar anlattıkça.
Daha da mutsuzluk sonsuzluğunda kayboluyorsun. İçine çekiyor seni bu bilmediğin karanlık. İçim sıkılıyor. Anlaşılmıyor. Bitmiyor. Bir yere varılmıyor...

25 Temmuz 2020 Cumartesi

Sonsuz

Gece 02:30

Karanlık... 

Uzanıyorum şezlonga. Çılgın karanlığın içinde, gökyüzü yıldızlarla süslenmiş. Dalgalar vuruyor bir yandan kıyıya, yakınıma. İçtiğim şarap beni daha yoğun hissettiriyor.
 Dalga sesleri, rüzgar çok uzağa gidiyoruz... Gözlerim kapanıyor. Hayallerimden aşağıya bırakıyorum kendimi. Sonsuza...

O kız

Yağmurlu bir hava ve şemsiyesiz bir gün... Yürüyorum.Gözlerimden sürekli göz yaşları akıyor... Hıçkırıyorum...

Ben yoluma devam ederken bir avuç dolusu acıyla, o 24 yaşındaki kız bir anda 9 yaşında oluyor. Daha çok üzüyor bu tanıdık acı. 
Öğretmeni tarafından dışlanarak en arkada tek başına oturan o kız. Herkesin en arkasında yalnız ve arkadaşsız...  Akıyor göz yaşları ve kız şimdi yine 24 yaşında çaresiz ve  yalnız. Az önce işten kovulmuş ve babasız diye küçük düşürülmüş, iftiraya uğramış...  

Çaresiz, babasız, kimsesiz... Nefes alamıyorum yoğun bu duygu selinden...


28 Haziran 2020 Pazar

' Yükseklik Korkusu '

Uçurum... Uzaktan manzarası ne kadar da güzel.
Ama sen oradasın işte.
En uçta.
Kalbin hızlı atıyor. Sanki düşeceksin, kendini bırakacaksın gibi. Beynin, korkuyla savaşıyor.
Dizlerin titriyor. İnadına dik durmaya çalışıyorsun. Beynin kazanmalı. Korkun değil...
Rüzgar saçınla karışıyor. Üşüyorsun. Güneş de ise yanıyorsun. Karda daha çok üşüyorsun. Koşuyorlar gözlerinin önünde mevsimler, zaman ellerinden kayıyor ve esintiyle kayboluyor.

Artık atlayacak mı korkun yoksa, beynin mi seni kurtaracak düşmekten ?



' En bilinmeyen hücren '

Nasıl olabiliyor en uzağının en yakınında olması. Hisler tarif edilemeyen bir şizofren gibi. Hayali hep orada, bazen ise içinde en bilinmeyen hücrende.

23 Haziran 2020 Salı

' Neden ? '

Uçup gitsem, kaybolsam sonsuz hiçlikte, kim ne diyebilir ki ? 
Kaybolmaya ihtiyacım var. Bilinmemeye ihtiyacım var. Seslerden, görsellerden yoruldum. 
İçimde sessiz çığlıklar... Benliğim, onu kurtarmamı istiyor. Tırmalıyor içimi bu huzursuzluk. Canım yanıyor. Gözlerimdeki yaşları içime akıttığımı, göremiyor bakan körler.

Kimse duymuyor, neden duymuyorlar beni? 

' Boğulma hissi '

Dikkatimi veremiyorum. Odaklanma duygum dalıp dalıp çıkıyor derinlerden. Ama bir türlü olmuyor. İstediğim, ihtiyacım olan oksijeni bulamıyorum. Çırpınışlar, gücümün bittiğini anladığım nokta....

22 Haziran 2020 Pazartesi

' Kendini bul '

Ağır ağır adımlar seni ne kadar uzağa götürebilir ? Vaktinin ne kadar kaldığını bilmiyorsun. Oraya gitmelisin. Kendini bulmak için hedeflediğin yere gidip bakman gerekiyor.
Artık koş tüm gücünle ve saklanan kendini bul...

' Yok oluş '

Kaçıyorum beni huzursuz eden bu histen. Onu terk ediyorum. Ellerimi bırakıyorum hayata tutunduğum bu daldan. Uçup yok olmaya hazırım...
Ve kendimi boşluğa bırakıp, bedenimi özgür bırakıyorum. Kocaman bir boşluk... Ne kadar çok düşersem o kadar uzağa gideceğim. Geride bıraktığım her şeyden  çok uzaklara...
Bu düşüş beynimin içindekileri de uçuruyor. Hafızamı kaybediyorum. Unutuyorum...

Sonsuz bilinmezlik, korku ve özgürlük...

' Sevdiğim gizemlilik '

Koltukta değil de yerde oturmak, yatakta değilde koltukta uyumak, afilli cümleler değilde basit ama değerli kelimeler, herkesin bildiği kitaplar ve müzikler yerine, keşfedilmemiş güzel kitaplar ve güzel müzikler, keşfedilmemiş sakin, sıradan ve huzurlu kafeler...

Bir de kimsenin olmadığı vakitlerde sahil kenarları... Uzaklara boş ve uzun bakışlar... Dinlemek... Gözlerini kapatıp rüzgarı hissetmek.... Dalga sesleri... Üşümek....

13 Haziran 2020 Cumartesi

' Karanlık '

Gözlerimi kapatıyorum. Böyle yapınca hissetmek daha kolay ve güzel. Dinlediğim sese dokunuyor gibiyim. Ruhumla bir gizemin içinden geçiyoruz sanki. Ağır ağır dans ediyor beynim.
Kaybolmuş yolu bulamayan ben, karanlıktan korkmamak için müzik dinliyor. Unutmaya çalışıyor, kopmaya çalışıyor fazlalıklardan...

7 Haziran 2020 Pazar

' Çıkan Sonuç '

Kafamın içinde hep sen varsın. Bu labirentten çıkamıyorum. İçimdekileri yazıp, kafamdaki ağırlığı atmak istiyorum. Keşke şuan yanımda olsaydın. Seni çok özledim.Şuan gerçekten burada olsaydın sana anlatacak çok şeyim olurdu. İnsan kendiyle kalınca anlıyor bazı şeyleri. Ölçüp tartıyor ve çıkan sonucu görüyor. Çıkan sonucum sensin... Anlaşıldığım, huzurlu olduğum, güvenin verdiği rahatlık hepsini ama hepsini toplasam, çıkan sonucumsun.

4 Haziran 2020 Perşembe

' Sen gittin '

İnsanlar neden değişirler,  neden giderler ?
Şimdi bu sorulara ben tonlarca kelimeler yazarım ama ne fark eder ki? Son şansımızı severken kaybettik. Ellerimizle tutuğumuz, beraber döndürdüğümüz o küçük dünyamız artık yok. Denge bozuldu. Dünya avuçlarımızın arasında kayıp gitti.
Sen gittin, ben ardından baktım. Yine sen kazandın.

24 Mayıs 2020 Pazar

'Teşekkür ederim'


Gözyaşlarımı sildiğinde, kalbimde hissettim ellerini.  Ne zaman bir şeyden korksam yanımdaki insanın ellerini tutarım. Nedenini bilmiyorum ama bu his, iyi gelir bana.  Sen de biliyor gibi, ellerimi tutup güç veriyordun ben konuşurken. Bende derinlerdeki o kelimeleri çıkarıyordum.
Çok derinlerde derin olan kelimeler. Konuşurken dilim dönmüyordu. Ellerimi sıkıyor güç veriyordun. Nefes al....

Herkesin anlayamayacağı ama senin, beni anladığını hissediyordum.
Hep saklamıştım  o kelimeleri...
Düğümler atmıştım defalarca, ağzımdan kaçıp gitmesinler diye.
Onlar bir gün benden gideceklerdi canımı acıtarak, biliyordum...

Kalbi acıyla düğümlenmiş o küçük kızın yanında olduğun için ve düğümünü çözmesine yardım ettiğin için  bütün kalbimle teşekkür ederim.

Belki bir gün okursun bu yazdıklarımı.
Bu yazı seni mutlu etsin.  🌱

'O güzel manzaran, sevdiğin ses olmak '


Ne hoş seni izlemek, dinlemek ...
Sanki çok güzel bir şarkı keşfetmiş gibi veya çok güzel bir manzarayı keşfetmişim de, burayı benden başka pek kimse bilmiyormuş gibi...
Hani böyle hep dinlemek istersin. Uzun yolda dinlemek keyif verir.
Böyle yemyeşil sakin bir yol.. Huzurlu dalıp gidersin...
Sen de benim yolumda, benimle olsan da konuşsan hep seni dinlesem, izlesem keşke.

Ben de senin o güzel manzaran, sevdiğin ses olabilir miyim?

' Hayali bahçedeki ev '


Sarılırken kopamamak, koklamak, sonmuş gibi öpmek. Bazen veda edememek. Bazende sarılmaya korkmak, gözlerine bakmaya korkmak.
Ama çok istemek, her şeyden çok. Hep son bir kez dahalar..
Kaçırmak gözlerini, dizlerini birleştirip sıkmak, ellerini birbirine ovuşturmak, utanmak. 
Konuşurken ses tonunu ezberlemek...
Aldığı şeyleri özenle saklamak. Onlara bakıp mutlu olmak. Onu düşününce mutlu olmak... 

Bazen her şeyden, herkesten kaçtığım o hayali bahçedeki evime sadece onu çağırmak. Onunla müzik dinleyip sevdiğim şarabı içmek, bana güzel yemekler yapmayı öğretmesi, bana hediye köpek alması, kedilerim, kuşlarım,  kitaplığımın olması... Uzanıp birbirimize sırayla kitap okumamız. Sonra uyumamız...
 Uyurken yağmurun ve piyanonun okşayıcı sakin sesi... Ellerimi hiç bırakmaması... Uyurken nefesimizi solumamız... 

Hissetmek...

23 Mayıs 2020 Cumartesi

'Hayal kırıklığı bir kaç cümle '


Yağmurlar dökülüyor gözlerimden dudaklarıma. Islanmış, hayal kırıklığı bir kaç cümle...
 Anksiyetem bedenimde adeta canlanmış ve  beni terleyen avuçlarımdan tutup götürüyordu. Sırtımda sanki bir yük vardı. Göğüs kafesimi bir yumruk gibi tutmuştu duygum.
 Milyon adımlar, milyon göz yaşlarım... Yaralı yürüyorum..
Kelimeler, duygularıma çıplak kalıyor.
Sadece uyumak istiyorum. Her şeyi unutacak kadar, uyumak...

22 Mayıs 2020 Cuma

'Sonsuzluk'


İnsanın kendisini bulması için çıktığı sonsuz yolculuk bu.  Bir tutam bir ben daha şimdi.. Avuçlarımda, ellerimin arasında her şey.
Bir resim kalemi, bir de yazı kalemi...
Çiziyorum içimden geldiği gibi, her şeyi kendi penceremden gördüğüm gibi.
Sende penceremden görebiliyor musun benim ruhumu?
Çok az kaldı hissedebiliyorum. Bir gün herkes görecek . Yazdığım yazıları, çizdiğim her bir hissi hissedecekler. Benim manyak bir hatun olduğum konuşulacak. İçimde yaşayan özgür kızı bırakacağım. Çizip, daha çok yazacak. Daha çok derinlerine girip, yaşayacak. Boğulup tekrar çıkacak. Ölüp tekrar yaşayacak. Ölümsüzlüğünü ilan edecek sanatı. Bu sanat içimde yaşayan küçük bir kıvılcım. Doğuracağım onu milyon kelimelere, çizgilere. Çoğalacaklar, saracaklar zihinlerinizi. Beni düşüneceksiniz. Bana hayran olacaksınız. İşte o zaman bu kız sonsuzluğa doğuracak kendini.

'Sır'


Elini uzatıyorsun, uzanıyorum olmuyor. Sana gelmek istiyorum, olmuyor.
Aşağısı uçurum, korkutuyor beni. Sarıyor beni bu siyah his...
Yakamı tutmuş itiyor beni, senden çok başka yerlere.  
Gittikçe açılıyor uçurum, uzaklaşıyorsun, imkansız oluyorsun. 
Oysa kanatlarım olsa uçup geleceğim sana. Öyle huzur veriyor ki sana bakmak. Kaybolup gidene kadar tek bir anını bile kaçırmıyorum. 
Bakarak sana sarılıyor, öpüyorum. Ne güzel bir sırsın. İçimde kocaman.

' Senin sakladığın yerdeyim '


Neydi şimdi bu beni sana getiren...
Neredesin? Seni bulamıyorum. Karanlık, soğuk, acımasız bir his... 
Rüzgar vuruyor yüzüme, üşüyorum. 
İçimden sana seslenen haykırışlar, susturamıyorum; Gel, gel, gel..  
Son bir kez daha, yolunu bana çevir.
 Hislerinin derininde, senliğinde, en sır olan yerdeyim. 
Beni senden başka kimsenin bulamayacağı, senin sakladığın yerdeyim...